ECONOMİST'TEN BÜYÜK İDDAA

Dünyaca ünlü The Economist dergisi, sır gibi saklanan Erdoğan - Bush görüşmesinin “perde arkasını” yazdı...

Anlaşmanın diğer ayağı ise Kürdistan devletini tanıma
TÜrk Silahlı Kuvvetleri’nin sınır ötesi operasyonunu ve ABD’nin desteğini mercek altına alan dergi, ABD ve Türkiye’nin anlaşma yapmış olabileceğini yazdı. Analizde, “Başbakan Erdoğan’ın, Bush’a bazı sözler verdiği sanılıyor. Bunlar, Kürtlerin bölgesel hükümetinin tanınmasını ve PKK teröristleri için daha libe-ral bir affı içeriyor” denildi.

Pişmanlık Yasası’nın sonuç vermediğini kaydeden dergi, teröristlerden “savaşçı” ve “isyancı” olarak söz ederken şu değerlendirmeyi yaptı: Hükümet, şiddete karışmayan tüm PKK savaşçılarını affedebilir. 20 yıldır asilere karşı verilen mücadelenin ardından Türkiye, askeri önlemlerin tek başına Kürt sorununu çözemeyeceğini biliyor.

The Economist, mutabakat için “Kürtlerin bölgesel hükümetinin tanınmasını ve PKK savaşçıları için daha liberal bir affı içeriyor” diye yazdı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı George W. Bush’a bazı sözler vermiş olabileceği öne sürüldü. The Economist dergisi, TSK’nın sınır ötesi operasyonu ve ABD’nin verdiği desteği değerlendirdiği haberinde, ABD ve Türkiye’nin bir anlaşma yapmış olabileceğini öne sürerek, “Başbakan Erdoğan’ın, George Bush’a bazı sözler verdiği sanılıyor. Bunlar, Kürtlerin bölgesel hükümetinin tanınmasını ve PKK savaşçıları için daha liberal bir affı içeriyor” iddiasında bulundu.


Hassas bir balans ayarı
İngiliz The Economist dergisi, TSK’nın sınır ötesi operasyonunu değerlendirdiği haberinde “Sınır ötesi operasyonlar” başlığı altında “Türkiye ile Amerika arasında bir anlaşma oldu mu?” spotunu kullandı. Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde son yılların en büyük sınır ötesi harekatını gerçekleştirdiğine işaret eden dergi, “Irak’taki Amerikan işgalcilerinin, böyle bir operasyonun yapılmasını önlemek için son aylarda büyük bir çaba göstermelerine karşın Türkiye’nin en üst düzey generali, Amerikalıların sadece hava operasyonuna onay vermediğini, aynı zamanda gerekli istihbaratı sağladığını söyledi” diye yazdı. Bunun “hassas bir balans ayarının” sonucu olabileceğini belirten dergi, Amerikalıların Irak’ın kuzeyinin istikrarsızlaşmasını istemedikleri ancak hayati bir NATO müttefiki olan Türkiye ile ilişkileri kurtarmayı istedikleri yorumunu yaptı. The Economist, birçok Iraklı Kürdün Türkiye’nin operasyonunun tek amacının PKK olmadığına inandığını belirtti ve “Türkiye ile ABD arasında anlaşma” iddiasında bulundu. Dergi şunları yazdı: “Belki Amerika ve Türkiye bir anlaşma yaptı. Amerika’nın sınırlı Türk operasyonlarına desteği ve Iraklı Kürtlerin PKK’ya karşı harekete geçmeleri emrini verme sözünün karşısında Türkiye’nin Başbakanı Erdoğan’ın George Bush’a bazı sözler verdiğine inanılıyor. Bunlar, Kürtlerin Irak’taki bölgesel hükümetinin tanınmasını ve PKK savaşçıları için daha liberal bir affın getirilmesini içeriyor.” Önceki “affın” sonuç vermediğini öne süren dergi, “Şimdi hükümet, şiddete karışmayan tüm PKK savaşçılarını af edebilir. 20 yıldır asilere karşı verilen mücadelenin ardından Türkiye, askeri önlemlerin tek başına Kürt sorununu çözemeyeceğini biliyor” değerlendirmesinde bulundu. (ANKA)



Başbakan Tayyip Erdoğan, 5 Kasım’da Beyaz Saray’da yaptıkları basın toplantısının ardından,
Türk gazetecilerin sorularını cevaplamıştı. Erdoğan, Türkiye’ye rahat dönüp dönmediğine ilişkin bir soruya “Hamdolsun, istediğimizi aldık” cevabını vermişti.


Erdoğan, kimin gazına gelmedi?
Başbakan Erdoğan, AKP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma ziyaretindeki konuşmasında sınır ötesi operasyonu değerlendirdi. Erdoğan, terörle mücadele konusunda birilerinin tatmin olması için adım atmadıklarını belirterek, “Eğer bu gaza bizler gelmiş olsaydık veya gelecek olsaydık, bu bir stratejinin hayata geçirilmesi olmazdı. Bu bir taktik uygulamanın hayata geçirilmesi olmazdı. Bu olsa olsa sadece birilerinin tatmin olması olurdu, ki bunların da kimler olduğunu halk anlıyor” dedi.

Yeniçağ gazetesi

TEK KİŞİLİK İHALE , ATV ÇALIK' IN

Sabah-ATV ihalesine sadece Başbakan'ın damadının genel müdürlük yaptığı Çalık Grubu katıldı ve 1.1 milyar dolar teklif verdi

TMSF tarafından 1.1 milyar dolar muhammen bedelle satışa çıkarılan Sabah-ATV Grubu ihalesi, tek gurubun katılması sonucu 5 dakikada sona erdi. Çalık Grubu önderliğindeki Turkuaz konsorsiyumu 1.1 milyar dolarlık teklif verdi. İhaleyi Fon Kurulu onaylarsa satış gerçekleşmiş olacak.


Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) el koyduğu Sabah ve atv grubunun satış ihalesinde Çalık Grubu’nun şirketi Turkuaz, muhammen bedel olan 1,1 milyar dolar teklifinde bulundu.
TMSF’nin Sabah-atv Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nü satış ihalesi Sarıyer’deki Ahmet Afif Paşa Yalısı’nda yapıldı. TMSF Başkan Yardımcısı ve İhale Komisyonu Başkanı Fethi Çalık başkanlığında gerçekleştirilen ihaleye tek teklif sahibi olan Turkuaz Radyo, Televizyon ve Yayıncılık Anonim Şirketi katıldı.
Şeffaf kutuda bulunan teklif açıldı. Turkuaz Grubu, ihalede muhammen bedel olarak belirlenen 1 milyar 100 milyon doları teklif olarak sundu. Komisyon Başkanı Çalık, Turkuaz’dan teklifini artırmasını, en az artırma tutarının 10 milyon dolar olduğunu söyledi. Ancak Turkuaz Grubu, tekliflerinin 1,1 milyar dolar olduğunu, artıramayacaklarını bildirdi. Komisyon Başkanı’nın, “En azından 10 milyon dolar artırın" ısrarı da şirket tarafından kabul edilmedi. Bunun üzerine Komisyon Başkanı Çalık, “Teklifi kabul ediyoruz ve onaylamak üzere Fon Kurula arzedeceğiz. İhale sonuçlanmıştır" açıklaması ile ihaleyi bitirdi.
İhale için üç grup ön yeterlilik almış, Nurol-Carlyle ile Lüksemburg merkezli RTL-İpek-Sancak ise ihale öncesi çekildiklerini açıklamışlardı.
TMSF, 1 Nisan 2007’de Medya Grubu (Dinç Bilgin Grubu) ve Merkez Grubu (Turgay Ciner) şirketlerinin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimlerini devralmıştı. Karar, Bilgin ile Ciner arasında gizli protokolün ortaya çıkması ve TMSF’nin yanıltıldığının anlaşılmasına dayandırılmıştı. Daha sonraki süreçte Merkez Grubu’na bağlı Kanal 1 Ciner’e geri verilmişti.
Başbakan Erdoğan'ın damadının üst düzey yönetici olarak çalıştığı Çalık Grubu'nun ihaleye tek başına girmesi tartışmalara neden olmuştu.
Bu arada ihale, Kemal Uzan’a ait olan TMSF’nin el koyduğu Sarıyer’deki Ahmet Afif Paşa Yalısında gerçekleştirildi.

TEHLİKE VARMI YOK MU ?

Nuri kurtcepe çizmiş.


TÜRKİYE’DE AZINLIK ARAYAN AZINLIKLAR

Yıllardır bu ülkede yaşar ve tarihini okurum,ne anayasada nede başka bir yerde azınlıklara ikinci sınıf vatandaş muamelesi ne duydum ne gördüm.
Hatta Devletin en üst kademelerine gelebilmeleri için her türlü yasal anayasal düzenlemeler mevcut.
Türk kimliği bile siyasi kimlik olarak görülmüş ve vatandaşlık bağı ile bağlı herkes Türk sayılarak her vatandaşımıza kimliğine bakılmaksızın milletvekilliği ,başbakanlık ,cumhurbaşkanlığı yolu ardına kadar açılmıştır.

Böyle olduğu halde nedir bu bağırtı çağırtı …

Bir AB ülkesi olan Yunanistanın Azınlık olarak gördüğü batı trakyadaki türklere yaptıkları devam ettiği halde neden hedef biz oluyoruz.
Veya Bulgaristan, Veya Almanya , Veya İsvisçre ,ABD yi anlatmaya bile gerek yok.
Niye bunları diyorum ;
Ne akıllanmaz bir toplumuz
Geçenlerde Kıbrış rum kesiminin cumhurbaşkanının söylediklerini okudum.

Bir AB ülkesi olan Rum kesimi Bakın nasıl bakıyor Kıbrıs Türklerine ;

Kıbrıs Rum yönetimi eski liderlerinden Glafkos Klerides, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un Kıbrıslı Türkleri hiçbir zaman toplum olarak görmediğini, onlara klasik azınlık haklarından başka hak tanımayı asla kabul etmediğini belirterek, ”Papdopulos, Kıbrıslı Türkleri azınlık olarak görüyor” dedi.

Rumların Kıbrıslı Türkleri yok etme planlarını içeren Akritas Planının büyük
bölümünü Papadopulos’un yazdığını kaydeden Klerides, Papadopulos’un, 1964′te ABD Büyükelçiliğine giderek meşhur, ”Türkler adaya çıkmaya kalkışırlarsa Kıbrıs’tan Türkleri temizlemek için 1 saat 45 dakikamız var” sözlerini söylediğini de doğruladı.

Klerides, ”Tasos Papadopulos’un Kıbrıslı Türkleri hiçbir zaman toplum olarak tanımadığını, aksine, onların (Türklerin) Kıbrıs Cumhuriyeti içerisinde azınlık olarak var olduklarına inandığını” dile getirdi.

DEMOKRASİ ÇIĞIRTKANLIĞI

Yıllardır bazı kişilerin demokratik düzeni kullanarak kendi emellerine ulaşmak için demokrasi yanlısı göründüklerini okuduk dinledik.

Şimdide okuma işlemini bitirdik somut olarak görmeye başladık. Bazı yazarlarımıza yapılan baskılar had safhaya çıkarken bazı Televizyon kanallarına gözdağı veriliyor.

“Ne oluyor ” diye soramaz konumda bırakılıyor insanlar…sorsalar bile sordukları sorular halka yansıtılmıyor.TRT ve diğer Çoğu özel kanal sağır ve dilsizleri oynuyor.

Bildikleri tek şey var.

AB yolunda yapılan verilen herşey kutsaldır.Tüsiad ne derse o olur.

Hemen soruyoruz ” ab ye ulaşmak için yaptıklarınız ve dedikleriniz çok yanlış, amacınız ne?”

Aldığımız cevap - DEMOKRASİ istiyoruz. Baskı istemiyoruz.

Fakat diyoruz hemen “yaptıklarınız çok yanlış, Şu Şu Şu sebeplerden dolayı altından kalkamayacağımız yasalar çıkarılıyor.Bunları Tv kanallarınızda bahsedelim halkımız duymalı…”

Ve işte bu noktada demokrasi sona eriyor.Hayır sizin konuştuklarınız yayınlanamaz deniliyor.

Sonra diyoruz çok zor durumların içine düşersek kimden yardım isteyeceğiz ordumuzdan mı?

Hayır diyorlar o ne biçim söz. Ve yine DEMOKRASİ plağı çalmaya başlıyor.

eeeeeee ne olacak peki ?

TÜRKİYENİN YÜZ AKLARI


Haber izleyemez olduk memlekette , en gözde kanallarımız rezil haberde başı çekiyor. Gazetelerde orta sayfalarda en alt sütunlarda yazılıyor en önemli konular.Yılların habercisi dediğimiz kişiler inanılmaz bir başkalaşım içine girmiş, Türkiyeye yapılanları duymayan ,Yanlışı doğru göstermek için çırpınan ,doğruları saklayan bir şekil almış yürüyorlar.

İşte Türkiye tarihinin en kötü döneminini yaşadığımız bu zamanlarda türkiyenin yüz akı denebilecek iki tv kanalı dikkatimizi çekiyor.

Bu kanalları izleyin izlettirin. Hangi görüşte olursanız olun en azından haftada bir izleyin.

Haber yerine YALAN izlemeyin.

HEY GİDİ EVREN PAŞA

İlginçtir bu söylediklerini eskiden söylese kendi kendini cezalandıracak biri neler diyor,

Türkiye’ye ne zaman bir şeyler dayatılmak istense bazı kişiler devreye giriyor. Her zaman türkiye’nin zararına yapılan eylemler vatansever gibi gözükenleri kullanarak yapılıyor.

Örnek; Apo nun idam kararını kaldıran Mhp olmamış olsaydı , neler olurdu neler.

Bir başka örnek Mehmet Ağar ve ,”düz ovada siyaset” kelimesi …

Bu kelimeyi aşırı sol bir parti söylemiş olsaydı hangi gözle bakılırdı düşünelim.

Fakat söz konusu M.Ağar olunca, genel başkan tv ye çıkıp bizim kim olduğumuz belli,bize çamur atamazlar diyebiliyor.

V e şimdide sahneye kenan evren çıkıyor, Bir çok partinin kapatıldığı, birçok İdam kararlarını verildiği 12 eylül ,Ve türkiye için bütün bunların gerekli olduğunu savunan kenan evren, eyalet sisteminden bahseder duruma geliyor.

o günlerin gazetesi hürriyet , ve 12 eylül bildirisinin ilk satırları;

Yüce Türk Milleti;Büyük Atatürk’ ün bize emanet ettiği ülkesi ve milletiyle bu bütün olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son yıllarda, izlediğiniz gibi dış ve iç düşmanların tahriki ile, varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar içindedir.

Devlet, başlıca organlarıyla işlemez duruma getirilmiş, anayasal kuruluşlar tezat veya suskunluğa bürünmüş, siyasi partiler kısır çekişmeler ve uzlaşmaz tutumlarıyla devleti kurtaracak birlik ve beraberliği sağlayamamışlar ve lüzumlu tedbirleri almamışlardır. Böylece yıkıcı ve bölücü mihraklar faaliyetlerini alabildiğine arttırmışlar ve vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye düşürülmüştür.

Atatürkçülük yerine irticai ve diğer sapık ideolojik fikirler üretilerek, sistemli bir şekilde ve haince, ilkokullardan üniversitelere kadar eğitim kuruluşları, idare sistemi, yargı organları, iç güvenlik teşkilatı, işçi kuruluşları, siyasi partiler ve nihayet yurdumuzun en masum köşelerindeki yurttaşlarımız dahi saldırı ve baskı altında tutularak bölünme ve iç harbin eşiğine getirilmişlerdir. Kısaca devlet güçsüz bırakılmış ve acze düşürülmüştür.

yazarlarımız şu ve şu şekilde değerlendirmişler olanları.

MİNİ MİNİ PARTİLER

Seçimlerden önce televizyonlarda BBP ve genç parti furyası estirildi.
4 yıldır akp yi baştacı eden ,her icraatini ballandıra ballandıra anlatan, yapılan 100 lerce yanlış uygulamayı görmezden gelen yüce medyamızı BBP ve genç parti aşkı sardı.

Tabi bunların başını patronları TÜSİAD çekiyor.
Avrupa birliğine kayıtsız şartşız evet diyen ve tüm olumsuzluklarına kulak tıkayan TÜSİAD anlaşılamaz bir tutum sergiliyor.
vah benim ülkeme.

ve Bayram değil seyran değil iki parti öne çıkarılmaya çalışılıyor , BBP ve genç parti.
CHP ve MHP nin oylarına göz diken bu iki parti akp yi tek başına iktidar yapma planında en büyük koz.

bu aralar ise en büyük kozları Doğu perinçek ‘in 9 hafta ceza almasını ve oluşan kahramanvari durumun kullanılarak ne kadar oy çalarsak kardır hesabı yapılıyor.

(bu arada perinçek nasıl ceza aldı anlayamadım.başbakanımız ülkenin yurtdışındaki itibarının kat kat artığını söylüyordu allah allaaah.)

Yine plan program hooooop AKP iktidar.
Hayırlı uğurlu olsun.

YENİ NESİL İLERİCİ AYDIN DEMOKRATLARIMIZ


Türkiyede olup biteni yakından izleyen birisi olarak olayları çok iyi yansıtan bir karikatüre rastladım.